Sevim Tanör
<< Geri

Sevim Tanör

Bülent benim oğlum, arkadaşım, en iyi dostumdu, tam 47 yıl bera­berce bu güzel sevgi dolu, anlayış ve hoş görü dolu yılları yaşadık.
Onu ilk tanıdığımda 16 yaşındaydı, babası benimle evlendiği için biraz buruk ve uzaktı... O yaz Manisa'ya bağa geldi, Ali yeni doğmuştu, uzun boylu konuştuk ve birbirimizi çok anlayıp sevdik ve bu sonuna ka­dar devam etti, o yazı hiç unutamam, bağ, bahçe arasında ne çok dert­leşmiş ve sonunda tam dost olmuştuk.
Senelerce o Galatasaray'da, biz önce Belgrad'da sonra Ankara'da mek­tuplaştık, ne yazık ki hep sakladığım o mektupları boyuna ev değiş­tirdiğimiz için olacak bir türlü bulamıyorum.
Yazları Belgrad'a gelirdi, çok güzel vakit geçirirdik, sanırım ilk aşkını orada yaşadı ve bizimle mutluluğunu paylaştı. Rayna (arkadaşı) eve de gelirdi, ben Sırpçayı çabuk öğrendiğim için anlaşmamız kolay oluyordu ve beraber ge­ziler yapıyorduk. Bülent kardeşlerini de çok se­ver, yardımcı olurdu, zira evde 4 çocuk vardı. Özellikle Fatmagül'ü çok severdi, hiç unutamadığım bir anım da şudur. Babaları yazın çadırla uzun bir Avrupa gezisi planlıyordu. Ali bir buçuk Fatmagül 8 yaşın­daydı, küçükleri almayalım dedi, zira evde çok güvenilir bir bakıcımız vardı, Bülent hemen itiraz etti. Fatmagül gelmezse ben de gelmem dedi ve tabii hep beraber yola çıktık. Kardeşlerini daima çok sevip kollardı, yine bir tatilde Slovenya'ya Bled'e gitmiştik, çok güzel bir otelde kalıyor ve et­rafı geziyorduk, içinden dere akan bir mağaraya geldik, hepsi gir­diler, Ali kü­çük olduğu için ben dışarıda kaldım, o hemen döndü Ali'yi omuzlarına aldı ve beraberce o güzelim yolu geçtik. Bütün bunlar basit şeyler gibi gelebilir, bence kişinin iç yapısını oluşturur.
Annem çok akıllı bir kadındı ve Bülent'i çok severdi, birgün bana "akıllı insanların iyi olabilmeleri zordur, bu çocuk onlardan biri" demişti, bunu ne çok hatırladığımı bilemezsiniz.
Annesine ve babasına da çok düşkündü, anne yalnız olduğu için hep onun için endişelenirdi, bizim iki annelerin dost olmamız birbirimizi sevmemiz onu çok mutlu ederdi, ona bu mutluluğu ve iç rahatlığını ve­rebildiğim için se­viniyorum, sonunda da onu iki anne elele yolcu ettik.
Bülent uzun ömrüm boyunca tanıdığım en mükemmel insandı, yazları Öget'le Foça'ya gelirler, tatil yaparlardı, yüzmeyi, yürümeyi çok sever, sahil boyunca bütün çöpleri toplar, Foça sakinlerini utandırırdı, her yerde her vesi­leyle devamlı okurdu, ev yemeklerini severdi, onları zevkle hazırlardım, fakat mangal yakmak, ızgara yapmak onun işiydi. Yaşamaktan zevk almasını bildiği için çok mutluyum ve onu çok özlüyorum; ruhu hoşluklarla dolu olsun.


BülentTanör’ün ikinci annesi.
Bu site Prof. Dr. Öget Öktem Tanör'ün mali katkılarıyla hazırlanmıştır. 2013